Neden spor psikologu ?

Neden spor psikologu ?

     

   Bütün spor dalları üst düzey performans, dikkat, algı, motivasyon gerektirir.

    Spor psikologu; sporcuların motivasyon, özgüven kolektif sporlarda organize olabilme, hedefe yönelme bilinç ve bilinçaltı durumlarıyla ilgilenir.

   Kolektif yapılan sporlarda (futbol, basketbol, voleybol gibi) spor psikologu hem organize hem bireysel olarak sporcuların durumlarıyla ilgilenir. Organize-örgüt psikolojisi kolektif spor dallarında çok etkin ve önemli yer tutar. Psikolojinin spordaki önemini kavramış takımlar genelde iki ayrı psikologla çalışır, bunlardan biri kişilik problemleriyle ilgilenirken biride bireysel olarak sporcuların motivasyon, hedefe doğru yönelme, konsantrasyon gibi psikolojik durumlarıyla ilgilenir.

   Bireysel spor dallarında ise ( boks, tenis, güreş gibi) organize -örgüt psikolojisinden ziyade daha bireysel yaklaşımlar sergilenir. Sporcunun motivasyonu, iç tutarlılığı, özgüvenini, sabredebilme kabiliyetini belli testlerle ölçer, sporcu bu durumlardan hangisinde sıkıntı yaşıyorsa bunun farkına varma, korkuları varsa bunların üstesinden gelmesine belirli yöntem ve metotlarla yardımcı olur.

    Uluslararası şampiyonalara katılan sporculara içinde bulundukları durum ağır bir baskı yükler. Sporcu üzerinde, temsil ettiği ülke veya takım adına büyük bir sorumluluk hisseder. Koca bir ulusun temsilcisi olmak pek de kolay değildir. Bu da elde edeceği sonuca  olumsuz etki eder ve başarısının düşmesine yol açar. Sporcular yarışmalarda sadece rakipleriyle mücadele etmez aynı zamanda kendi içlerinde, iç dünyalarıyla da ciddi şekilde mücadele ederler ve bunun üstesinden gelmek o kadar da kolay değildir. Sırtında ülkesini ve ya takımını temsil etmenin verdiği ağır yükle galip gelen sporcu sadece rakibini yenmekle kalmayıp aynı zamanda kendsine, iç dünyasına,duygularına da galip gelmiştir. Bu galibiyet için tüm bedeni, her hücresiyle kendini zafere odaklaması gerekir. İstediği sonuca ulaşabilmesi için sporcunun ruhen ve bedenen tam bir seferberlik haline girmesi gerekir….

  

    Sporda psikolojik faktörlerin etkisi ve doğru hedef belirleme açısından şöyle bir örnek vermek gerekirse, eğitim aldığım spor psikologu Vladimir Safonov şahit olduğu bir olayı şöyle anlatmıştı ; Rusya Federasyonunun küçük bir kasabasında müsabakalara katılan bir boksör kendi şehrinde birinci olup, bölgesel çapta müsabakalara katılıyor buradan da başarılı çıkıp ülkesel çapta boks şampiyonasına katılmaya hak kazanıyor, antrenörün dediğine göre müsabakaya çıktığında bu boksör çok kötü bir performans sergiliyor ve yenilgi alıyor hatta antrenör biraz daha yakınarak “ eğittiğim çocuk bu değildi, rakibine karşı elini bile kaldıramadı’’ diyor. Hoca daha sonraları boksörle yaptığı görüşmelerde boksörün devamlı olarak ‘’ hedefim Rus Federasyonu boks şampiyonasına katılmaktı.’’ Dediğini fark ediyor boksör şampiyonaya katılmakla bilinçaltında kendine belirlediği hedefi gerçekleştirmiş olduğu için vücut rahatlamış ve adrenalin salgılamayı bırakmış, yeni bir şeyler yapma isteği düşmüştü, çünkü bedeni varmak istediği hedefe ulaşmıştı hedef ise birinci olmak ya da derece yapmak değil sadece müsabakaya katılmaktı ve bunu gerçekleştirmişti. İste bu yanlış hedef belirleme ve bilinçaltımızın bize kurguladığımız hedefe ulaşınca farkına varmadığımız halde nasıl enerjimizi tükettiğinin güzel bir örneğidir. Bu ve bunun gibi birçok olayı fark etmek ve müdahale etmek bir psikologun işidir.

 

  Ayrıca sporda başarılı olan ve kendini tamamen spora adamış kişilerde hayatının diğer kısımlarını boşlama gibi durumlar ortaya çıkabilmekte, kişi ailesini veya öğrenci ise eğitimini umursamamaya başlayabilir, sporu hayatının odak noktası olarak değil bütünü olarak algılayıp geri kalan her şeyi boş verebilmekte ve asosyal biri olup çıkabilmektedir bu da bir psikologun müdahale etmesi gereken durumlar arasındadır.

 

  *** Kaynak göstermek şartıyla alıntı yapılabilir.